
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu:
Gerçek Potansiyelini Ortaya Çıkarmandaki
Gizli Engel
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocuklar ve yetişkinler arasında yaygın
olarak görülen, dikkat, dürtü kontrolü ve hiperaktivite ile karakterize edilen bir nörogelişimsel
bozukluktur. Bu bozukluk, bireylerin akademik, sosyal ve duygusal alanlarda zorluklar
yaşamasına neden olabilir. DEHB’nin erken teşhisi ve doğru yönetimi, bireylerin yaşam
kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Ancak 6 yaşından önce teşhis pek mümkün
olmayabilmektedir çünkü belirtilerin en az iki ortamda gözlemlenmesi gerekmektedir. 6
yaşından sonra bir çocuğun sınıf kurallarına uyması ve dikkat süresini ders sonuna kadar
sürdürebilmesi beklenir. 6 yaş öncesi bir çocuktan bu durum beklenmediği için genellikle
okula başlanılan dönem teşhis açısından daha doğru olabilir.
Aileler çocuklarında bazen belirtileri gözlemlemelerine rağmen başvuru için
gecikebilmektedirler. Çünkü çocuk okulda odaklanmakta sıkıntı yaşarken, eve gelip
televizyon izlediğinde veya oyun oynadığında saatlerce odaklanabilmektedir. Bu nedenle aile
bu durumu ‘canı istediği zaman odaklanıyor, okulu sevmediği için orada dersi dinlemiyor’
şeklinde yorumlayabilmektedir. Ancak Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu açısından
bireyin değerlendirilmesinde televizyon ya da oyuna odaklanılması anlamlı bir kriter değildir.
Mutlaka tedavi edilmesi ve uzman desteği alınması gereken bir nörogelişimsel bozukluktur.
Çocuk bu konuda yardım almadığı sürece sınıfta her zaman sorun çıkaran, uyumu bozan kişi
olarak eleştirilere maruz kalarak negatif benlik algısı oluşturabilir ayrıca akademik başarı
olarak her zaman potansiyelinden çok aşağıda performans sergileyebilir. Kişinin yaşamını çok
yakından ilgilendiren ve hayatının bütün alanlarını
DEHB’nin Belirtileri
DEHB’nin üç ana belirtisi vardır: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik. Bu belirtiler,
yaşa ve bireysel farklılıklara bağlı olarak değişebilir:
1. Dikkat Eksikliği
Görevleri tamamlama konusunda zorluk
Ayrıntılara dikkat etmeme
Sıkça unutkanlık
Yönlendirmeleri takip etmede zorluk
Eşyalarını sıkça kaybetme, unutma
2. Hiperaktivite
Yerinde duramama, sürekli hareket
Aşırı konuşma
Çevreyle ilgili uyaranlara aşırı duyarlılık
Sürekli hareket etme ihtiyacı
3. Dürtüsellik
Sırasını beklemede zorluk
Aniden konuşma veya davranış sergileme
Konuşurken sıkça söz kesme
Hızlı karar verme ve sonrasında pişmanlık duyma
DEHB’nin Nedenleri
DEHB’nin kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel ve biyolojik
faktörlerin etkileşimiyle oluştuğu düşünülmektedir. Öne çıkan bazı faktörler:
1. Genetik Faktörler: Aile içinde DEHB öyküsü olan bireylerde, bu bozukluğun
gelişme riski daha yüksektir.
2. Biyolojik Etkenler: Beyin yapısı ve kimyasındaki farklılıklar, DEHB’nin
oluşumunda rol oynayabilir.
3. Çevresel Etkiler: Çocuklukta yaşanan travmalar, içeriğinde tartrazin bulunan paketli
gıdalar ve içecekler DEHB riskini artırabilir.
DEHB’nin Tanısı
DEHB tanısı, genellikle psikiyatristler veya psikologlar tarafından yapılan kapsamlı
değerlendirmelerle konulur. Tanı sürecinde gözlemler, standart değerlendirme ölçekleri ve
bireyin günlük yaşantısındaki etkiler dikkate alınır.
DEHB ile Başa Çıkma Stratejileri
DEHB, tedavi edilebilen bir durumdur ve yönetimi için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu
yöntemler, bireyin yaşam kalitesini artırmaya yönelik olmalıdır.
1. Psikoterapi
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), DEHB belirtilerini yönetmeye yardımcı olabilir. BDT,
bireylere düşünce ve davranışlarını yeniden yapılandırma yollarını öğretir.
2. İlaç Tedavisi
Stimulant ilaçlar (örneğin, metilfenidat) genellikle DEHB tedavisinde yaygın olarak kullanılır.
Bu ilaçlar, dikkat ve dürtü kontrolünü artırabilir. Ancak ilaç kullanımı, mutlaka bir uzmanın
denetiminde olmalıdır. DEHB ile ilgili psikiyatrist görüşü, doz ayarlamaları oldukça
önemlidir.
3. Davranışsal Müdahale
Ödül ve ceza sistemleri, DEHB’li bireylerin olumlu davranışlarını teşvik edebilir.
Yapılandırılmış bir günlük rutin oluşturmak da önemlidir.
4. Aile Desteği
Aile üyeleri, DEHB’li bireylerin yaşamlarında önemli bir rol oynarlar. Ailenin kabullenici
yaklaşımı ve koşulsuz sevgi hissettirmeleri DEHB teşhisi almış bireyin benlik algısı için çok
değerlidir. Eğitim ve destek programları, ailelerin DEHB’i anlamalarına ve yönetmelerine
yardımcı olabilir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, bireylerin günlük yaşamlarını etkileyen karmaşık
bir durumdur. Ancak, uygun tanı ve tedavi yöntemleri ile DEHB yönetilebilir hale gelir.
Tedavi edilmeyen DEHB’li bireylerde hiperaktivite yaşla birlikte azalmış olsa bile dikkat
eksikliği bir ömür eşlik edebilmektedir. Bu nedenle çocukluklarında DEHB öyküsü bulunan
ancak tedavi almayan kişilerin dikkat konusunda kendilerini gözden geçirmeleri
gerekmektedir. Bu süreç, bireylerin sosyal, akademik ve duygusal yaşamlarını olumlu yönde
etkileyebilir. DEHB’nin farkındalığını artırmak, hem bireylerin hem de ailelerinin bu
bozuklukla daha etkili başa çıkmalarına yardımcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki, her birey
farklıdır ve tedavi süreci de kişiye özel olmalıdır.
Çağımız dünyası, hızla değişen doğadan uzak yaşam koşulları, artan belirsizlikler, her ihtiyacımız için mevcut bulunan onlarca seçenek arasında karar verme süreçleri, her sabah uyanır uyanmaz yaşadığımız uyaran bombardımanı, her gün kendimizden bir
DetayPost-travmatik stres bozukluğu (PTSD), bireylerin yaşadıkları travmatik durumların ardından oluşabilen, uzun süreli anksiyete ve duygusal rahatsızlık belirtileri ile karakterize edilen bir mental sağlık durumudur.
DetayDepresyon, psikolojik sağlık alanında önemli bir yer tutan ve dünya genelinde milyonlarca insanı olumsuz etkileyen psikolojik bir bozukluktur. Depresyon, sadece bireyi psikolojik olarak negatif yönde etkilemekle kalmaz, aynı zamanda genel günlük iş
DetayOtizm Spektrum Bozukluğu (OSB), bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarında farklılıklar gösterdiği nörogelişimsel bir durumdur.
Detayvlilik, birçok insan için hayatın en önemli ve anlamlı adımlarından biridir. Evlilik kararı hayat boyunca verilebilecek en çok hassasiyet gerektiren birkaç karardan biri olduğundan, gerekli hassasiyetin gösterildiğinden emin olunmalı.
DetaySosyal fobi, bireylerin diğer insanlarla karşılaşabileceği ortak alanlarda kaygı ve korku hissetmelerine yol açan psikolojik bir rahatsızlıktır.
DetayBebeklikte konuşma sürecinin başlaması, bireysel gelişim sürecine bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu durum çevresel faktörler, cinsiyet, genetik miras gibi etkenlerin neticesinde de her bebekte farklı ilerleme gözlemlenebilmektedir.
DetayDisleksi, nörogelişimsel bir bozukluk olarak kabul edilir. Özgül öğrenme güçlüğü (ÖÖG), bireylerin belirli akademik becerilerde, özellikle okuma, yazma veya matematik gibi alanlarda, beklenen düzeyde öğrenme ve performans gösterememesi durumudur.
Detayİnsanlar yaşamsal olarak ihtiyaçları olan vitamin ve mineralleri almak için her gün bedenlerini beslemek zorundadırlar.
DetayObsesif kompulsif bozukluk (OKB), bireylerin istenmeyen, rahatsız edici düşünceler (obsesyonlar) ile bu düşünceleri hafifletmek amacıyla yaptıkları tekrarlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) arasında sıkışıp kaldıkları bir zihinsel sağlık durumudur.
Detayikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocuklar ve yetişkinler arasında yaygın olarak görülen, dikkat, dürtü kontrolü ve hiperaktivite ile karakterize edilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu bozukluk, bireylerin akademik, sosyal ve duygu
Detay